U Z A K K A L M A B A N A
Ayın karanlığına sakladım düşlerimi,
Belki gelir paylaşırsın diye...
Söylediğin her söz diken gibi,
Ok gibi batsa da yüreğime,
Bu sevdanın yollarında,
Beni sevebilmen ümidiyle,
Hep bekliyorum...
İlk kez bu kadar çok korkuyorum,
Gerçeği duymaktan,
Benden uzak durmandan,
Sığmıyor içim içime,
Durmadan seni özlemekten...
Gözlerine baktıkça terk edilmiş,
Sevgisiz yüreğini görüyorum.
Bir çiçek olmalısın,
Açmaya yüz tutmuş, bir çiçek..!
Bin umuda yeter ama yoksun...
Umutsuzluk..!
Ne sana nede bana yakışıyor.
Yakışmayanı da yaşıyoruz ne garip...
Ne kadar yakınsan,
Bir o kadar da uzaksın bana.
Kıyısız bir denizin uzaklığı bu...
Durgunsun... küstün mü bu sahillere?
Hangi gemi barınacak o denizde?
Hangi gemi batmadan kalacak su yüzünde?
Bütün fırtınaları göze almışken ben,
Şimdi neden yelken basamıyorum,
Sendeki o sonsuz maviliğe?
Senin görmediğin o sahilde,
Demir atmış bekliyorum öylece...
Ne zaman geleceksin söylesene?
Sen böyle donuk baktıkça,
Asırlık çınar ağacının kovuğuna,
Biriktirdiğim hüzünler,
Bir bir çıkıyor ortaya.
Soluyorum acıları, hep mutluluğa
Yanımda kalmanı istiyorum,
Benimle ebedi sonsuzluğa,
Sakladığım hüzünler;
O asırlık çınarın kovuğunda kalsın.
Böyle yaşayıp gidelim birlikte...
Sonra yine donuk gözlerin,
Dikiliyor karşıma donuyorum...
Zamanda kaybolmuş iki yüreği,
Bir araya getirmenin çabası benimkisi.
Küllenmediğine inandığım bir alevi,
Yeniden canlandırmaya çalışmak...
En az senin kadar yorgunum ben de...
Her şeye rağmen bir günebakan doğuyor içimde,
Ayın karanlığına sakladığım düşlere inat.
Şimdi sen aşk çiçeğim,
Bana en yakın haline bürün,
Yüreğine koy ellerini,
Sadece yüreğinin söylediği sözleri dinle.
Bir kez yakından bak bana,
En yakından, gözlerimde kendini gör.
Değiştir çirkin anıları en güzelleriyle.
Aşk savaş değildir..!
Bu yüzden yenilmedin hiç.
Hoyrat eller yok karşında seni incitecek.
Ben yaşatacağım seni,.
Sen de kapılma..!
Ayrılığın kadersiz soğukluğuna...